13 Kasım 2016 Pazar

GÖGÜS HASTALIKLARIYLA İLGİLİ HERŞEY (KİST KİTLE VB )

Meme Hastalıkları Bilgilendirme



Fibrokistik Meme

• Kadınların %80’inden fazlasında görülen meme yapısıdır.
• Değişik sayı ve boyuttaki kistler (yuvarlak ince bir zar içinde sıvı birikimi) ve bağ dokusu artışı ile kendini belli eden nodüler yapılardan oluşur.
• Kistler, genellikle takip gerektirmeyen özelliksiz basit kistlerdir:
1. Özellikle regl öncesi memedeki ödemin ve kistler içindeki sıvının artmasına bağlı batma, zonklama, dolgunluk tarzında ağrılar olabilir. Bazen bu
ağrılar tüm ay boyunca devam edebilir. Meme ağrısı her zaman bir meme cerrahı tarafından değerlendirilmeli ve memede ağrıya neden olan farklı
bir yapı olmadığı uygun radyolojik tetkiklerle belirlenmelidir.
2. Memede çok sayıda kist varlığında, yeni oluşan kitleler fark edilmeyebilir ya da kist olduğu zannedilerek ihmal edilebilir. Bu nedenle kadının kendi
meme yapısını tanıması ve yeni oluşumları fark edebilmesi için ayda bir kendi kendine meme muayenesi yapması ve senede bir kez de
doktor muayenesi ve radyolojik görüntüleme ile takip edilmesi önerilmektedir.
• Bazen kist duvarında kalınlaşma, kist içinde farklı bir lezyon, ya da içindeki sıvının kıvamında artış tespit edilir. Komplike ve kompleks kistler
olarak adlandırılan bu kistlerin varlığında daha yakın takip (3-6 ay gibi), biyopsi yapılması ya da lezyonun tamamının çıkartılarak histopatoljik
değerlendirme yapılması önerilir.
• Fibrokistik meme yapısında kistlerin iç yapısını en iyi ultrasonografi gösterir. Gerektiğinde manyetik rezonans görüntüleme (MRI) gibi ek tetkikler
önerilebilir.

Benign (iyi huylu) Meme Lezyonları

• Fibroadenom:
- Memenin en sık görülen iyi huylu tümörüdür. Kansere dönüşüm beklenmez.
- Çoğu zaman radyolojik görüntüsü tanı koymak için yeterlidir. Radyolojik ya da klinik şüphe halinde iğne biyopsisi ya da cerrahi biyopsi ile
tanı konur.
- Hastanın yakın akrabalarında kanser varsa, fibroadenom boyutları büyükse, takipte büyüme ya da şekil değişikliği saptanmışsa, memede estetik
kusur oluşturan deformiteye neden oluyorsa ve hasta, takip etmek istemiyorsa cerrahi olarak çıkartılır.
- Bunun dışında, biyopsiye gerek görülmeyen vakalarda 6 ay ara ile en az 2 yıl ultrasonografi ile kitlenin takip edilmesi, takipte büyüme ya da şekil
değişikliği saptanması halinde cerrahi olarak çıkartılması önerilir.

• Memenin filloid tümörü (sistosarkom filloides):
- Özel bir grup oluşturur. Hızlı büyür ve tüm meme dokusunun yerini alabilir. İyi huylu olanları geniş çıkartılmalıdır, yoksa tekrarlar. Kötü huylu
olanlarda patoloji sonucuna göre risk analizi yapılır.
• Duktal Ektazi:
- Süt kanallarının genişlemesidir. Başta emzirmiş kadınlar olmak üzere sık görülür.
- Eşlik eden lezyon ve genişleyen kanalın duvarında başka lezyonlar olup olmadığı ultrasonografi ile değerlendirilir.
- Meme başından akıntı ve ağrı gibi yakınmalara neden olabilir.
- Eşlik eden lezyon varlığında ve yakınması olan hastalarda, genişlemiş kanal ya da meme başı arkasındaki tüm kanallar çıkartılarak tedavi edilir.

• Memenin İltihabi Hastalıkları (Mastit):
- Memede kızarıklık, şişlik, sıcaklık ile karakterizedir.
- Emziren kadınlarda süt birikimine bağlı gelişir. Çoğu zaman memenin pompa ve emzirme ile boşaltılmasını takiben tedaviye gerek kalmadan geriler.
- Emzirme ya da gebelik dönemi dışında gelişen mastitler mutlaka cerrah tarafından değerlendirilmeli ve radyolojik tetkiklerle nedeni ortaya konmalıdır.
Çoğu zaman iltihabi hastalıklara bağlıdır ancak bazı durumlarda meme kanserinin bir bulgusu olarak karşımıza çıkabilir.

• Jinekomasti:
- Erkekte meme büyümesidir.
- Vücutta östrojen/testosteron oranının bozulması ile ortaya çıkar.
- Çeşitli ilaçların yan etkisi olarak görüldüğünde ilacın kesilmesi ile kaybolur. Ancak bazen karaciğer hastalığı, tetis tümörü ve tiroid bozuklukları
gibi durumlarda da görülebilir.
- Erkekte meme büyümesi varsa mutlaka bir cerrah tarafından değerlendirilmeli ve bunun kitle nedeniyle olmadığı (erkek meme kanseri) anlaşılmalıdır.
Gerektiğinde radyolojik tetkiklerle tanı doğrulanır. Sonrasında endokrin uzmanı tarafından nedene yönelik araştırma yapılır. Neden bulunursa
tedavisine gidilir, neden yoksa operasyon önerilebilir.

• Lipom/hamartom/radial skar/intraduktal papillom:
- Lipomlar(yağ bezesi) iyi huyludur, şüphe uyandırmıyorsa biyopsi yapılması ya da çıkartılması gerekmez.
- Hamartomlar memenin ender görülen iyi huylu tümörleridir. Kitle oluştururlar. İçinde meme dokusu bulunduğu için bu lezyonlarda kötüye
dönüşüm olabilir. Tedavi lezyon bütün olarak çıkartılmasıdır.
- Radial skar, memenin klinik ve radyolojik olarak meme kanseri ile karışabilen lezyonlarıdır. Meme kanseri ile birlikte görülebilir, Cerrahi olarak
çıkartılması önerilir.
- İntraduktal papillom memedeki süt kanalları içinde oluşan ve çoğu zaman meme başından kanlı akıntı ile karakterize lezyonlardır. Genellikle iyi
huyludur, ancak memede özellikle çevresel yerleşimli ve çok sayıda olanlarda eşlik eden kötü huylu lezyonlar olabilir. Klinik/radyolojik şüphe
halinde ve meme başı kanamaları can sıkıcı bir hal aldığında cerrahi olarak çıkartılmalıdır.

Malign (kötü huylu) Meme Lezyonları

• Proliferatif meme lezyonları
- Patolojik incelemede özellikle “atipi” saptanması halinde kanserleşme potansiyeli artar. Eşlik eden kötü huylu lezyonlar olabilir. Cerrahi olarak
çıkartılmalıdır.

• Lobuler karsinoma in situ
- Varlığında her iki memede ve herhangi bir odakta meme kanseri gelişme riski vardır. Meme taraması ve takibi iyi yapılmalıdır. Akrabalarında yoğun
kanser hikayesi
olan kişilerde kanser gelişimini önlemeye yönelik ilaç kullanımı ya da cerrahi (bilateral önleyici mastektomi) önerilebilir.

• Duktal karsinoma in situ
- Çıkartılmazsa kansere dönüşür. Eşlik eden kanser yoksa cerrahi olarak çıkartılması yeterlidir.
- Tedaviye radyoterapi eklenmesi tekrarlamayı önler.

• Meme kanseri
- Meme kanserinin en sık bulgusu memede kitledir. Bu nedenle her kadın ayda bir kez kendi kendine meme muayenesi yapmalı ve memesini
tanımalıdır. Memesinde farklılaşma hissettiğinde mutlaka muayene için cerraha başvurmalıdır.
- Meme kanseri taramasına 40 yaşında başlanır. Bazı özel durumlarda daha erken yaşlarda başlanabilir. Taramada mamografi kullanılır. Mamografi
ile elle muayenede ve ultrasonografide tespit edilemeyen meme kanserinin öncü lezyonları henüz kansere dönüşmeden ya da kanser çok erken
evrede saptanabilir.
- Kanser tanısı biyopsi ile ya da çıkartılan lezyonun ameliyatta ya da ameliyat sonrası histopatolojik incelenmesi ile konabilir.
- Klinik ya da radyolojik şüphe varlığında iğne biyopsisi sonucu temiz de çıksa memedeki lezyon cerrahi olarak çıkartılmalı ve tamamı incelenmelidir.
- Uygun cerrahi yöntemle tedavi edilir. Ameliyat öncesi kitleyi küçültme amaçlı kemoterapi uygulanabilir, cerrahi sonrası ışın tedavisi ve/veya
kemoterapi ve/veya hormon tedavisi uygulanması gerekebilir.
- Tedaviler bittikten sonra hastalık nüksünü değerlendirmek için belli aralarla takibe devam edilir.

Memede Kanser Taraması

- Memede kanser taraması mamografi ile yapılır.
- Yüksek riskli kadınlarda 40 yaşından önce taramaya başlanabilir. Tarama yöntemi olarak genç ve yoğun meme yapısı olan kişilerde manyetik
rezonans görüntüleme (MRI) kullanılabilir.
- Risk faktörü olmayan kadınlarda taramaya 40 yaşında başlanır, senede bir uygulanır. Klinik ya da radyolojik gereklilik halinde mamografiye diğer
radyolojik tetkikler eklenebilir.
- Öncesinde mukayese amaçlı baz mamografi çekilebilir.
- Senede bir kez mamografi çekilmesi ile alınan radyasyon oranı düşüktür.
- 20 yaşından itibaren her kadın ayda bir kez kendi kendine meme muayenesi yapmalıdır ve 30 yaş üzerinde doktor muayenesine başlanmalıdır.
- Meme kanseri riski yaşla arttığı için kişi tarama merkezine gelebildiği sürece taramaya devam edilmesi önerilmektedir.

Kendi Kendine Meme Muayenesi

Ayakta aynanın karşısında gözle muayene

(3 pozisyonda: düz dururken, eller başın arkasında ve göğüsleri gererek,
eller belde ve öne doğru eğilerek) İki meme arasında
bir farklılık var mı?
• Asimetri
• Büyüme
• Ciltte kabarıklık
• Ciltte çöküntü
• Meme başında çöküntü
• Meme başında yara, döküntü
• Memede lokal kızarıklık, damarlanma
• Meme cildinde ya da meme başında ödem, portakal kabuğu görünümü

Yatarak elle muayene

Muayene edilecek taraftaki el başın altına konarak meme dokusu göğüs duvarı üzerinde
yayvanlaştırılır, diğer elin 2.3.4. parmaklarının etli uç kısmı kullanılarak meme muayenesi yapılır)
• Parmaklara saat kadranı yönünde adım attırılarak meme başından çevreye doğru giderek
genişleyen daireler çizilerek
• 3 parmakla geniş dairesel hareketlerle tüm memeyi göğüs duvarı üzerinde sıvazlayarak
• 3 parmak meme çevresinden meme başına doğru memeyi göğüs duvarı üzerinde sıvazlayarak

Oturarak Koltuk altı muayenesi

(Muayene edilecek taraftaki kol düz dururken diğer elin 2.3.4. parmaklarının etli uç kısmı kullanılarak
koltuk altı muayenesi yapılır)
- Parmak uçları koltuk altının en derin yerine yerleştirilir, parmaklar cilt üzerinde kaydırılmadan derindeki
dokuyu hissederek göğüs duvarı üzerinde aşağı doğu sıvazlama hareketi yapılır.

Göğüste Kist

Göğüste kist, göğüs kistleri göğüs içine yerleşen ve genellikle iyi huylu içi sıvı ile dolu keselerdir. Göğüste bir ya da daha fazla kist oluşabilir. Yuvarlak ya da oval şeklinde yumrular halinde tarif edilebilir. Göğüs bölgesinde meydana gelen kistlerin yaklaşık %90'ı kansere yol açmayan selim tümörlerdir. Kansere yol açmayan bu kistler 35 ve daha ileri yaş grubundaki kadınlarda daha sık rastlanır. Fakat her yaş grubunda göğüs kisti görülebilir. Eğer hormon tedavisi alınıyorsa göğüs kistleri menopoz döneminde kendiliğinden ortadan kaybolabilir. Şayet göğüs bölgesinde anormal bir şişlik fark edilirse endişeye kapılmadan hemen doktora başvurulmalıdır.
Göğüslerde fark edilen kistler büyük ve ağrılı değilse, her hangi bir şikayete yol açmıyorsa tedavi edilmeye gerek duyulmaz. Bu gibi durumlarda bazı vakalarda kistlerin içindeki sıvı bazı teknikler ile boşaltılabilir.
Göğüslerde şekil bozukluğu, elle fark edilen yumrular, cilt üzerinde çukur görüntü, Göğüs uçlarından kanlı akıntı gelmesi göğüs kanserine ait belirtiler arasındadır. Belirtiler bazen tek başına bazen de aynı anda görülebilir.

Göğüs Kisti Belirtileri

  • Göğüs içinde farklı boyutlarda, farklı kenarlara sahip olan, hareket eden yumrular fark edilir.
  • Daha çok tek bir göğüste oluşur, fakat nadir durumlarda her iki göğüste de oluşma ihtimali vardır.
  • Göğüste fark edilen şiş alanda ağrı ve hassasiyet hissi oluşabilir.
  • Adet döneminden birkaç gün önce göğüsteki şişlik büyüyebilir ve göğüslerde hassasiyet artabilir.
Göğüs Kisti İçin Ne Zaman Doktora Başvurulmalıdır?
Göğüs yapısı sağlıklı olan kadınlarda göğüslerde anormal bir değişiklik fark edilmişse, göğüslerde fark edilen yumru adet dönemi geçmesine rağmen ortadan kalkmamışsa ve ciddi anlamda büyüdüğü fark edilmişse mutlaka doktora başvurulmalıdır.

Göğüs Kistinde Teşhis
Göğüste anormallik fark edilerek doktora başvurulduğunda doktor anormalliğin kist olup olmadığını anlamak için bazı tetkikler ister. Doktorun kararına göre hastanın geçmişi sorgulanabilir. Ardından meme muayenesi, ultrason ve iğne aspirasyonu uygulanarak kist tespit edilir.
Meme Muayenesi: Doktor el ile fiziksel muayene gerçekleştirerek göğüsteki şişlikleri inceler. Ayrıca göğüslerde başka sorunların olup olmadığını kontrol eder. Meme muayenesi ile göğüste kist teşhisi konulamaz. Muayenenin ardından iğne aspirasyonu ve ultrason uygulanarak kist tanınabilir.
Meme Ultrasonu: Meme ultrasonu ile doktorun fark ettiği şişliğin içinde sıvı olup olmadığı teşhis edilir. Eğer şişliğin içi sıvı ile doluysa genellikle kist olduğu fark edilir. Şişlik sert ve içi sıvı dolu değilse bu şişlikler kanser olmayan yumrulardır. Bu yumrular tıpta fibroadenom olarak tanımlanır. Sert yumruların kansere dönme olasılığı daha fazladır.
Doktor ultrason ile tespit ettiği şişliklerin kanser olup olmadığını anlamak için biyopsi isteyebilir. Ultrason daha çok ufak boyutlu ve el ile kolay fark edilmeyen yumrular için gerçekleştirilir. Doktor el ile muayenede göğüste oluşan şişlikleri kolaylıkla tespit edebilirse ultrasona gerek kalmadan iğne aspirasyonuna geçilir.
İğne Aspirasyonu: İğne aspirasyonu işleminde doktor ince özel bir iğneyi şişliğin bulunduğu yere yerleştirir. Bu iğne ile şişliğin içinde bulunan sıvıyı çeker. Bu işlemde iğnenin doğru yerleştirilebilmesi için ultrasona ihtiyaç duyulur. Şişliğin içindeki sıvı çekildiğinde yumru ortadan kaybolmuşsa doktor teşhisi kist olarak koyar. Ayrıca doktor şişlikten çekilen sıvıyı inceler.
Şişliğin içinden çekilen sıvıda kan görülmemişse ve sıvı çekildikten sonra şişlik kaybolmuşsa başka teste gerek duyulmaz.
Şişliğin içinden çekilen sıvıda kan fark edilmişse ve sıvının çekilmesine rağmen şişlik ortadan kaybolmamışsa şişlikten alınan sıvı incelenmek üzere laboratuvara gönderilir. Ayrıca hasta meme cerrahisine yönlendirilir.
İğne aspirasyonu ile şişlikten hiç sıvı çekilememişse doktor daha detaylı bir inceleme için mamografi ya da detaylı bir ultrason görüntüsü isteyebilir. Eğer şişlikten sıvı gelmemişse ya da şişlik ortadan kaybolmamışsa şişliğin bir kısmı muhtemel katı demektir. Bu durumda şişlik bir kanser belirtisi olabileceğinden yumrunun bir kısmından örnek alınarak incelenir.
Göğüs Kistinde Tedavi
Göğüste oluşan içi sıvı dolu basit kistler herhangi bir yakınmaya neden olmuyorsa her hangi bir tedaviye ihtiyaç duyulmaz. Hasta henüz menopoz döneminde değilse doktor hastayı takip ederek kistlerin kaybolup kaybolmadığına bakar.
İnce İğne Aspirasyonu: Teşhis için kullanılan aspirasyon yönteminde kistin içi boşaltıldığında oluşan kist kendiliğinden ortadan kaybolabilir. Göğüste kist mevcutsa içerisinde bulunan sıvı birkaç işlem ile çekilebilir.
Hormon Tedavisi: Adet düzensizliği için kullanılan doğum kontrol haplarının göğüs kistlerinin tekrarlama olasılığını azaltıcı etkisi vardır. Doğum kontrol hapları ve tamoksifen adlı hormon ilacı her hastaya verilmez. Çünkü bu ilaçlar kişide ciddi yan etkilere yol açabilir. Kist nedeniyle şiddetli yakınma yaşayan kadınlara reçete edilir.
Ameliyat: Göğüs kistlerinde ameliyat çok nadir durumlarda gerekebilir. Göğüsteki kistte kanlı sıvı fark edilmişse ve kist sürekli tekrarlıyorsa cerrahi uygun görülebilir.

MEME KİTLELERİ

Kadın memesi ergenlik çağında, adet dönemlerinde ve gebelik sırasında sürekli değişim gösteren bir organdır. Bu değişimler aynı zamanda yaş ilerledikçe de devam
 
 eder. Memedeki pekçok değişiklik tümüyle doğaldır ve herhangi bir hastalığa işaret etmez ancak düzenli meme muyanesi ve kontrolü erken teşhis için önemlidir. Meme ağrısı ve memede ele gelen kitle veya oluşumlar başlıca yakınmalardır

BELİRTİ ve BULGULAR
• Memede ağrı veya dolgunluk hissi. Büyük bir ihtimalle adet kanaması öncesindeki şişkinliğe bağlıdır.

• Ağrıyla beraber memede kızarıklık ve ısı artışı veya meme başı akıntısı. Bu durum bir enfeksiyona bağlı olabilir. Akıntı aynı zamanda memede selim bir kitle veya meme kanseri belirtisi olabilir.

• Memede göğüs duvarına yapışık değilmiş hissi veren hareketli kitle. Bu bir meme kisti veya fibroadenom olabilir.

• Memede göğüs duvarına yapışıkmış hissi veren hareketsiz, sert kitle. Ağrı olabilir veya olmayabilir. Meme derisinde içeriye doğru çökme görülebilir. Bu belirtiler meme kanserini işaret edebilir.
TANIM Meme kitleleri pek çok değişik şekilde görülebilir. Bunlar arasında en sık rastlananlar kist, adenom ve papillom''dur. Hepsinin hacmi, şekli, yerleşim yeri, oluşum mekanizması ve tabi ki tedavi şekli farklıdır. Kadınların yaklaşık yarısında kitlesel meme değişiklikleri (fibrokistik değişiklik) mevcuttur. Fibrokistik değişiklikler, bazen adet dönemlerindeki hormon dalgalanmalarına bağlı olarak ortaya çıkar.

Meme kitlelerinin çoğu selimdir ve kansere neden olmaz. Ancak memede ele gelen yeni ve farklı bir oluşum söz konusu olduğunda mutlaka doktora gidilmeli ve gerekli tetkikler yapılmalıdır.

Meme kisti: İçi sıvı dolu selim bir kesecikdir. Meme dokusunda bazen sert, irili ufaklı kistler oluşabilir. Memede yaygın gerginlik ve ağrı en belirgin şikayetlerdir. Bu ağrı, adet kanamasına doğru artar; kanamanın başlaması ile azalır ve kaybolur. Meme başından beyaz-açık yeşil renkte bir akıntı gelebilir.

Fibroadenom: 40 yaş altındaki kadınlarda en sık rastlanan selim meme tümörüdür. Memede oluşan selim tümörlerin yaklaşık %80 kadarı fibroadenomdur. Özellikle 20-30 yaşlar arasında görülür. Bazen ergenlik çağında da görülebilir. Genellikle yuvarlak, birkaç santim çapında ve hareketli bir kitledir. Yalnızca biyopsi yapılarak net bir şekilde teşhis edilir.

Papillom: Memenin iyi huylu tümörlerinin % 15''ini oluşturur. 1-2mm''den birkaç santimetreye kadar değişen büyüklükte olabilir. Meme başının yakınındaki süt kanallarında meydana gelir. Genellikle 40 yaş üzerindeki kadınlarda görülür. Meme başından kanlı bir akıntı gelebilir.

MEME MUAYENESİ
Yirmi yaşından itibaren her ay düzenli bir şekilde kendi memelerinizi muayene etmekte fayda vardır. Böylece memelerinizin doğal yapısına aşina olur ve herhangi bir değişiklik veya kitle söz konusu olduğunda kolayca ayırt edebilirsiniz. Adet dönemlerinde memelerde dolgunluk ve sertleşme olur. Dolayısıyla kendi kendine meme muayenesi yapmak için en uygun zaman adet kanamasından sonraki haftadır.

Meme muayenesinin nasıl yapılacağını öğrenmek için doktorunuza başvurun!

TEŞHİS ve TEDAVİ
Meme kitlelerinde teşhis ve tedavi çoğunlukla aynı anda yapılır. Meme kitleleri incelenirken en sık kullanılan yöntemler aşağıdadır:

• Hormon profili çıkarılması

• Ultrason: Özellikle kistleri, katı kitlelerden ayırt etmekte faydalıdır.

• Mamografi: Elle hissedilemeyen çok küçük kitlelerin bile görülmesini sağlar. Özellikle 50 yaşından itibaren düzenli aralıklarla yapılması tavsiye edilmektedir.

• İğne biyopsisi: Kitle içerisinden hücre örneği alarak mikroskop altında inceleme amacıyla yapılır.

Meme kistlerinin tedavisinde, kist içerisine iğne batırılır ve kesedeki sıvı tamamen boşaltılır. Çıkarılan sıvı daha sonra mikroskop altında incelenebilir ve gerekiyorsa ek tedavi uygulanır. Meme kistleri boşaltılmalarına rağmen tekrar edebilir. Fibroadenom ve papillomlar ise çoğunlukla ameliyatla çıkarılır.

İyi Huylu Kitleler
Kistik Hastalık (Fibrokistik meme hastalığı)
Kadınlarda en çok görülen meme kitlesi sebebidir. Bu kistlerin içleri sıvı dolu olup adet öncesi dönemde sıvı miktarı artar, memede gerginlik ağrı ve hassasiyet ortaya çıkar. Her iki memede de yaygın olup büyüdüklerinde yuvarlak düzgün hareketli sertçe kitleler halinde ele gelirler. Genellikle menopozdan sonra kaybolmaya başlarlar.
Yağ bezeleri (Lipomlar)
Değişik büyüklükte tek, ağrısız, yuvarlak değişik büyüklükte meme kitleleridir. İçerisinde yağ dokusu bulunur. Vücudun birçok yerinde de görülebilirler.
Fibroadenomalar
Daha çok gençlerde görülen, genellikle tek, yuvarlak, oval, sert, hareketli, çoğu zaman ağrısız meme kitleleridir. Tesadüfen farkedilirler.
Papilloma ( intraduktal papilloma)
Meme başı arkasındaki ana süt kanalı duvarında gelişen siğil benzeri yapılardır. Meme başından kanlı bir akıntıya neden olurlar.
Travma sonucu oluşan kitleler
Kaza, çarpma, sonucu meme dokusu içinde kan toplanarak (Hematom) , veya yağ dokusunun parçalanması sonucu yağlı dokuda sertleşme (Yağ nekrozu) gelişerek kitle hissi verebilirler. Bu durumlarda meme cildinde de kızarıklık, ateş, ağrı hissi olabilir.

Meme başı akıntıları
Birçok kadın yaşamı boyunca meme başı akıntılarla karşılaşmıştır. Bu tek veya her iki memede olabilir. Bunların çoğunluğu önemsiz akıntılardır. Berrak ve az miktarda bir meme başı akıntısı normal kabul edilir ve herhangi bir inceleme gerektirmezler. Devamlı ve bol miktarda olması incelemeyi gerektirir.
Meme başından koyu kıvamlı ve renkli akıntılar mutlaka araştırılmalıdır. Koyu sarı yeşil akıntılar iltihaba bağlı olabileceği gibi, kanlı akıntılar süt kanalı papillomlarına veya meme kanserlerine bağlı olabilirler.
Emzirme dönemi memeden süt gelmesi doğaldır. Ancak diğer zamanlarda kendiliğinden memeden süt gelmesi (Galaktore) doğal olmayıp mutlaka araştırılmalıdır.

Kötü Huylu kitleler
Meme basitçe:
1. Süt yapımını sağlayan bezlerin oluşturduğu LOBÜLLER
2. Sütün boşaltılmasını sağlayan kanallar ( DUKTUSLAR)
3. Bu dokuların arasını dolduran bağ dokularından oluşmuştur.

Memenin kötü huylu kitleleri bu oluşumlardan gelişebilirler.
Süt kanallarından: İNTRADUKTAL KANSERLER ( en sık)
Lobüllerden: LOBÜLER KANSERLER
Ara dokulardan ( nadir )


Meme kitleleri:
Ele gelen kitleler (Palpabl) Kendi kendini muayene veya hekim
muayenesi ile tesbit edilir.
Ele gelmeyen kitleler (Nonpalpabl) Mammografik taramalar sırasında tespit edilirler. Bu nedenle belirli bir dönemden sonra meme muayenesi yanında periyodik olarak radyolojik inceleme de önerilmektedir.

Meme Kitleleri nasıl değerlendirilir?
1.Palpasyon (Elle muayene) : Kişinin kendi kendini veya hekim tarafından yapılan elle muayenedir.
2.Aspirasyon ( iğne ile sıvı çekme): Hekim tarafından yapılır. Memedeki kitle içine enjektörle girilir ve eğer sıvı varsa enjektör içine çekilir. Bu yötemle kitlenin kist veya katı olup olmadığı tesbit edilmiş olur. Aynı zamanda alınan sıvı patolojik incelemeye gönderilir. Kistik kitleler bu yöntemle boşalırlar ve aynı zamanda tedavi edilmiş olunurlar.
3.İnce iğne aspirasyon biyopsisi: Yukarıdaki yöntemde kitlede eğer sıvı yoksa katı kitleden enjektöre hücre emilir, bu hücreler cam üzerine püskürtülüp patoloji uzmanı tarafından incelenir.
3.Mammografi: Memenin röntgen ile incelenmesidir. Erken dönemde meme kitlelerinin tanısını sağlar. Kitlenin iyi veya kötü huylu olduğunu belirleyebilir. Bazen kitle ele gelmeden tanı koydurabilir.
4.Ultrasonografi: Memenin ses dalgaları ile incelenmesini sağlar. Memedeki kitleleri, kitlenin kistik veya katı olup olmadığını belirlemede faydalıdır.
5.Biyopsi: Kitlenin lokal veya genel anestezi ile cerrahi olarak çıkarılmasıdır. Kitle tamamen (exizyonal) veya kısmen (insizyonal) olarak çıkarılıp patojik incelemeye gönderilir.
Memede kitle tespit edildiği zaman hekim bu yöntemlerin bir veya birkaçını uygulayarak kitleyi incelemeye alır, ve kesin tanıya varılır.


Meme kanserlerinin belirtileri nelerdir.?
Meme başında çatlamalar, yaralar, sertlik , içeri çekilme,
Meme başından kanlı akıntı gelmesi,
Meme başının asimetrik şekil bozukluğu,
Meme şeklinin bozulması, asimetrik görünüm, çukurlaşma, tümsekleşme, ele gelen ağrısız veya ağrılı kitleler,
Meme cildinin renk şekil yapı değişiklikleri, portakal kabuğu görünümü alması, kabalaşma,
Meme üzerinde yaralar ortaya çıkması,
Meme cildinde damarlarda belirginleşmeler, kızarıklık, ateş, şişlik
Koltuk altında ele gelen kitleler, v.s.

Bu belirtilerden herhangi birisi tek başına meme kanseri olarak değerlendirilemez. Diğer bulgular ve incelemelerle birlikte ancak kesin bir tanıya varılabilir.

Meme kanserlerinde tedavi
1. Cerrahi Tedavi
2. Radyoterapi
3. Kemoterapi
4. Hormonal tedavi

Cerrahi tedavi ve radyoterapi vücudun bir bölümünü ilgilendiren tedavi yöntemleri olduğundan lokal tedavi, kemoterapi ve hormonal tedavi tüm vücüdu ilgiledirdiği icin sistemik tedavi olarak kabul edilir. Bu tedavi yöntemlerinden hangilerinin uygulanabileceği birçok faktörlere bağlıdır. Bunlar arasında tümorün tipi, tanı konulduğunda hastalığın yayılım dururmu, yaş ve hastalık hikayesi sayılabilir. ayrıca tedavi konusunda kişinin tercihleri ve yaşam biçimi de önem taşır. Ancak küratif tedavi yöntemi seçimi esas olmalıdır.

Periyodik meme bakımı
1. Her ay kendi kendini muayene
2. Yılda bir kez hekim muayenesi, (eğer daha önce geçirilmiş meme hastalığı varsa 3 ayda bir )
3. Mammografi : 40 yaşından sonra 2 senede bir, 50 yaşından sonra yılda bir yapılmalıdır.

Risk gurubu
1. Yüksek risk: 50 yaş ve üzeri
Anne ve babasında meme kanseri bulunanlar
Daha önce meme kanseri nedeniyle tedavi görmüş olanlar.

2. Diğer : Prekanseröz meme hastalığı olanlar
Memede aspirasyon veya biyopsi ile kanıtlanmış kist veya kitle hikayesi
Hiç çocuğu olmayan kadınlar
İlk çocuğunu 30 yaştan sonra doğuranlar
İlk adetini 12 yaştan önce görenler
55 yaştan sonra geç menopoza girenler
Şişmanlık
Aşırı alkol kullananlar

Kaynak: Dr.Turgay Çetin

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder